ADANA'DA UYUŞURUCU İLE MÜCADELE
Dünya çapında "görünürde" bir uyuşturucu ve uyarıcı madde üretimi, ticareti ve nakli ile ilgili yıllardır bitmeyen bir mücadele mevcut. Bunu her platformda yıllardır duyarız. Peki olayın iç yüzü öyle mi?
Bugüne kadar "devletlerin" uyuşturucu ve uyarıcı madde üretimini ve ticaretini bizzat gizli olarak yaptıklarını hatta ülkelerin gerçek bütçelerini uyuşturucu ve uyarıcı madde üretimi ve ticareti, yasal olmayan silah ticareti gibi kalemlerin oluşturduğu dahi bir çok kez dile getirildi ve hatta kimilerine göre bu husus ispatlandı.
Dünyada ve ülkede durum böyle iken, Adana gibi bir şehirde uyuşturucu ve uyarıcı madde ile ilgili gelişmeler nasıl?
Narkotik suçlarla mücadelede klasik yöntemler maalesef bir işe yaramıyor. Bazı kişiler "muhbir" olarak seçiliyor, bunlar sayesinde bir kısım satıcılar yakalanıyor ve muhbire de ister istemez bazı töleranslar sağlanıyor. Bizzat bu satırların yazarı, polise iş veren/muhbirlik yapan torbacı diye tabir edilen uyuşturucu satıcılarının rahatça uyuşturucu sattıklarını hatta sosyal medya hesaplarında ellerindeki uyuşturucu çeşitlerini yayınlayacak kadar ileri gittiklerine şahit olmuştur.
Bu nedenle kanaatimizce, klasik narkotik suçlarla mücadele yöntemleri ile belli bir aşamadan ileri geçilemeyeceği açıktır.
Bugün Adana'da gençlerin büyük bir çoğunluğu yeşil reçete ile satılması gereken hapların, hint kenevirinin ve özellikle "ateş buz" diye tabir edilen metanfetaminin müptelası olmuş durumda. Bu uyuşuturcu ve uyarıcı maddelere ulaşmak o kadar kolay ki, artık normal sohbetlerin konusu haline gelmiş durumda.
Tabi bunun yanında cezaların da caydırıcı olmaması, uyuşturucu tacirlerinin daha fazla satıcı eleman bulmalarına kolaylık sağlıyor.
Peki durum böyle ise, Adana özelinde nasıl bir mücadele yapılmalıdır?
Öncelikle halk ve özellikle aileler bilinçlendirilmelidir. Ailelerin kesinlikle hiçbir istisna tanımadan çocuklarının uyuşturucu kullanımını farkettikleri an, sağlık birimleri ve emniyet kuvvetleri ile iletişime geçmelidirler. Bu çocuğa bir kötülük değil aksine çocuğun geleceğini kurtarma mücadelesidir. Çoğu aile "sicili etkilenmesin, ileride iş bulamaz" gibi bir düşünce ile hakeret etse de, unutmayın ki uyuşturucu bağımlılığı devam eden bir çocuğun ileride suç işlememesi mümkün değildir!!! En iyi ihtimalle kullandığı uyuşturucuyu mutlaka bir gün bir yerde yakalatacak ve sicili bozulacaktır. Bu nedenle adli sicil düşüncesi ile hareket etmek, mantıksızdır.
Mücadeleye tüm Adana halkı aktif bir şekilde katılmalıdır. Nerede bir uyuşturucu veya uyarıcı madde üretimi, ticareti veya aracılığı yapan kişi veya kişiler var ise, hiç tereddüt etmeden polise bildirin. "Bana ne, bunlar belalı, yarın bana bulaşırlar, devletin işi ne, ben karışmayayım başım ağrır" diyerek pasif kalmak, ileride bu uyuşturucu illetinin bizzat size veya sevdiklerinize bulaşmasına izin vermeniz demektir.
O uyuşturcu ticareti yapanların, lanse edildiği gibi "gözü karalığı, işlerine karışanlara zarar verdikleri" gibi şehir efsanalerine inanmayın. Bu kişiler, polisin, savcının ve hakimin karşısında "kuzu" gibiler ve hepsi korkak insanlardan oluşmakta. Yıllarca bu ülkede "uyuşturucu baronları çok tehlikelidir" diye bir algı oluşturuldu ama biz daha kanunlardan özgürlüğünü veya canını kurtaran bir uyuşturucu baronu göremedik!!! Bu algı yani uyuşturucu baronlarının çok tehlikeli oldukları yönündeki önyargı kesinlikle YALANDIR!!!
Korkmayın! İhbar edin! Dürüst polislerle iletişime geçip her an bilgi aktarımı yapın! Uyuşturucu ile mücadelede bir yerden başlamak lazım ve o yer bizzat sizin kendinizdir!!!!
YORUM GÖNDER